İçten yanmalı motorlu araçlarla kıyaslandığında çevre için çok daha iyi bir seçenek olarak gösterilen elektrikli araçların sayısı her geçen gün artıyor. Örneğin Türkiye'de yerli Togg T10X veya Citroen Ami gibi modeller tercih edilirken, dünya çapında yollardaki Tesla Model Y, Mercedes-Benz EQB gibi elektrikli araçlar daha fazla rağbet görüyor. Üstelik elektrikli araçların avantajları çevresel etkilerle sınırlı değil. Konfor, güvenlik, düşük yakıt maliyeti ve ekonomik bakım masrafları göz önünde tutulduğunda elektrikli araçlar sürücüler için daha keyifli, uygun fiyatlı ve güvenli bir sürüş deneyimi yaşatmayı vadediyor. Gelin, elektrikli araçların sunduğu avantajları birlikte inceleyelim.

Görsel Credit: Unsplash / Bram Van Oost

Çevre Dostu

Elektrikli araçların çalışma prensibi, içten yanmalı motorlu araçlardan önemli ölçüde ayrışıyor. Sıfır egzoz emisyonu ile karbon ayak izinizi azaltmaya yardımcı olan bu araçlar, aynı şekilde havaya zararlı egzoz gazları ve is yaymadıkları için hava kirliliğinin azalmasına katkıda bulunuyor. Çevre dostu olmalarıyla bilinen elektrikli araçlar, şehir yaşamında ses kirliliğine karşı da çözüm olarak görülüyor. Elektrikli aracınızı şarj ederken yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak karbon ayak izini büyük ölçüde azaltabilirsiniz.

Düşük İşletme Maliyeti

Elektrikli araçlar, fosil yakıtlar yerine pillerini şarj etmek için elektrik kullanıyor. Bu da içten yanmalı motorlu araçlarla karşılaştırıldığında, elektrikli araçlarla seyahat etmenin daha ekonomik olduğu anlamına geliyor. Özellikle şarj işlemi için güneş paneli gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, elektrikli araç maliyetini hem daha ucuza, hem de çevre dostu bir hale getiriyor. Yenilenebilir enerji kaynakları, evlere kurulursa bu maliyetler daha da azalıyor. Elektrikli araçlar yalnızca sürücülere değil, petrol bağımlılığını azaltarak ülkelerin ekonomisine de katkıda bulunuyor. 

Düşük Bakım Maliyeti

İçten yanmalı motorlu araçlarda hareket için yakıtı enerjiye çeviren bir sistem gerekiyor. Bu sistemdeki yağ ve filtreler arızalanma riskine karşı düzenli aralıklarla yenileniyor ve bakımları sürekli olarak yapılıyor. Ancak elektrikli araçlar, çok fazla hareketli parçaya rahip olmadığı için bakım maliyetleri önemli ölçüde düşüyor. Gücünü doğrudan bataryadan alan elektrikli araçların yıllık bakım maliyetleri, oldukça düşüktür. 

Görsel Credit: Unsplash / Adrian Newell

Vergi İndirimleri

Elektrikli araçlar, içten yanmalı motorlu araçlara kıyasla çevre dostu olduğu için, ülkeler bu araçların yaygınlaşmasını sağlamak amacıyla vergi ve finansal avantajlar sağlıyor. Elektrikli araç satın alırken yol vergisi, kayıt ücretleri gibi vergilerde indirimler yapılarak sürücüler için farklı teşvik seçenekleri sunuluyor. Türkiye'de de elektrikli araçları teşvik etmek amacıyla daha düşük ÖTV oranları uygulanıyor. Ancak bu indirim oranları aracın batarya kapasitesine ve motor gücüne bağlı olarak değişiklik gösterebiliyor. 

Sessiz ve Konforlu

Elektrikli araçlar vitese sahip olduğu için kolay bir sürüş deneyimi yaşatıyor. Seri hız değişimi, hızlı tepki verme süresi, sürüşü destekleyen paketler, sessiz sürüş imkanı gibi ek özellikler sayesinde kullanıcıların konforlu sürüş beklentisi tamamen karşılanıyor. Sessiz ve yumuşak bir sürüşe imkan veren bu araçlar, yolcuların konforunu da göz önünde bulundurarak ekstra özelliklerle donatılıyor. 

Şarj Etme Kolaylığı

Elektrikli araç kullanımı yaygınlaştıkça, dünyanın farklı noktalarına kurulan şarj istasyonları sayısı da giderek arıyor. Özellikle büyükşehirlerde kısa mesafelerin halka açık şarj cihazları yer alıyor. Günümüzde hemen hemen birçok AVM'de, benzin istasyonunda, otellerde, park yerlerinde AC ve DC şarj cihazları yer alıyor. Siz işlerinizi hallederken, geriye yalnızca elektrikli aracınızı park edip şarja takmak kalıyor. Üstelik gün içinde elektrikli aracınızı yoğun bir şekilde kullanıyorsanız, ev tipi şarj cihazlarından da faydalanabilirsiniz. 22 kW - 43 kW enerji ile çalışan AC şarj ünitelerinde, Volkswagen e-Golf 6 saat, Kia EV9 ise 9 saat ve Citroen Ami 4 saatte tam dolum yapabiliyor. 

 

Görsel Credit: Unsplash / Robbie


Üstün Performans

Elektrikli araçlar, marka ve modeline bağlı olarak güç, tork ve ivmelenme açısından içten yanmalı araçlara kıyasla daha üstün performans gösteriyor. Şaseye monte edilen pilleri ve düşük ağırlık merkezleri sebebiyle daha iyi yol tutuşuna sahip olan elektrikli araçlar, daha kısa sürede hızlanıp yavaşlayabiliyor. Örneğin Tesla Model X, bir Alfa Romeo 4C spor otomobilini çekerken drag yarışında bir Alfa Romeo 4C spor otomobilini geçebiliyor. Volkswagen ID R'nin, Pike's Peak yokuşuna tırmanarak tüm zamanların rekorunu kırdığını biliniyor.

Çeşitlilik

Elektrikli araçlara gösterilen ilgi arttıkça otomobil üreticileri de farklı modelleri piyasaya sürmeye başlıyor. TOGG T10X, 160 kW'lık motor gücüyle Türkiye'de elektrikli araç pazarının hakimi konumunda yer alıyor. 11 kW AC şarj ile 195 dakika, 180 kW DC şarj cihazı ile 28 dakikada şarj edilen TOGG, destek paketleriyle güvenli sürüşleri destekliyor. Türkiye'de ve dünyada en çok tercih edilen modellerden biri olan Tesla Model Y ise, 533 km'lik menzili ve üstün özellikleri ile sürücülere keyifli bir deneyim yaşatıyor. Üstelik, Tesla Model Y'nin 250 kW DC şarj ile 27 dakika şarj edilmesi uzun yolculuklar için yeterli oluyor. 239 kW'lık motor gücüne sahip olan Hyundai IONIQ 5, 350 kW kapasiteli DC şarj cihazı yalnızca 18 dakikada tam doluma ulaşabiliyor. 

 

Kısacası elektrikli araçlar, çevreye duyarlı olması, düşük bakım maliyeti, kolay şarj edilebilmesi, sessizliği, konforu ve çeşitliliği ile sürücülere keyifli bir sürüş deneyimi yaşatıyor. Çevre dostu yapıları, ekonomik avantajları, sessiz ve konforlu sürüş deneyimleri, üstün performansları ve model çeşitliliğiyle modern kullanıcıların beklentilerini karşılıyor. Şarj altyapısının yaygınlaşması ve teknolojik gelişmelerle birlikte elektrikli araçların daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşması bekleniyor. Bu araçlar, çevreye duyarlı ve ekonomik bir sürüş deneyimi arayanlar için ideal bir seçim haline geliyor.